Afra Saraçoğlu, Çetin Tekindor ve Mert Ramazan Demir'in başrolleri paylaştığı Yalı Çapkını'nın 88. bölümünde; çalınan taşları bulmaya çalışan Ferit'in vurulması dikkat çekti.
Yalı Çapkını son bölümde; Ferit, taşların numuneleri yalıya gelince sevinçten havalara uçarken; Seyran da ablasıyla baş başa konuşmak istedi.
Suna'ya "Ferit ile neler karıştıyorsunuz?" diye soran Seyran, "Bir şey varsa söyle başkasından duymayayım" dedi.
Bunun üzerine Suna da "Doktora gittim ama sana yalan söyledim. Ben de bir sorun yok" dedi. Yine hasta olduğunu düşünen Seyran, gözyaşlarına boğulurken ablası ona "Anne olma ihtimalin düşükmüş. Bunun bir tedavisi varmış ama hastalığın nüksedebilirmiş" yanıtını verdi.
Seyran duyduklarıyla yıkılırken; taşların sahte çıkmasıyla Halis Ağa, çılgına döndü. Halis Korhan, torunu Ferit'e "Sevkiyatı nasıl takip etmezsin? Sen o taşların değerini bilmiyor musun? Aptal" diye yüklenmeye başladı.
Ferit, bu işi çözeceğini söylerken Seyran ve Suna da olanları öğrendi. Ne yapacağını bilemeyen Ferit, öfkeden deliye dönerken; Seyran da peşinden gitti.
Seyran, Ferit'e onu dinlemediği için kızarken; daha da sinirlenen Ferit, "Ben senin kalbini kırmak istemiyorum. O yüzden sus ve eve git" dedi. Ardından yalıdan ayrılan Ferit, İshak Efendi'yi aramaya başladı.
Aynı anlarda annesi Çiçek ile karşılaşmasını düşünen Abidin, onunla konuşmak üzere Sadık Ağa'nın konağına gitti.
Halis Korhan'ın onlara zarar vermemesi için eşinin onu vurduğunu söyleyen Çiçek, Şanlıurfalı zengin bir adam ile evlendiğini ve onu öldü sandığını ifade etti. Korhan ailesinden intikam almak istediğini söyleyen Çiçek, "Elimde yalının ipoteği var" dedi. Bunu duyunca çılgına dönen Abidin, karısına ve Ferit'e güvendiğini belirtti ve bu intikam hikayesinde piyon olmayacağını söyleyip oradan çıktı.
İshak Bey'e giden Ferit, "Taşların orijinalleri nerede? Hepsi sahte" deyip onu sıkıştırdı. Sonrasında imalathaneye giden Ferit, oradaki herkesi sorguya çekti ve kendisini arayan Abidin'i de yanına çağırdı.
Seyran ile Suna baş başa konuşmaya giderken; Abidin de Ferit'e ipotek meselesini sordu. Ferit, geçiştirince ona "Arkamdan iş mi çevirdin? Suna'yı ikna ettin mi etmedin mi?" diye bağırdı.
Ferit de "Ettim. Haklısın, hakkın olan hesabını sonra sorarsın. Kimse bir şey bilmiyor, sen de söyleme" diye yanıt verdi.
Çılgına dönen Abidin, "Benim sabrımı sınama. Suna'dan uzak duracaksın" sözleriyle tepki gösterdi.
Aynı anlarda ablası Suna ile dertleşen Seyran da çocuğuyla mutlu bir hayat istediğini ifade etti. "Ferit çok iyi bir baba olur" diyen Seyran, "Hem bana bir şey olursa sen varsın abla, çocuğuma annelik edersin" ifadelerini kullandı.
Kızı için endişelenen Esme ise durumu restorana gelen ve gerçekten kim olduğunu bilmediği Çiçek ile paylaştı. Kazım'a öfkesini de içinde tutamayan Esme, "Halis Ağa'nın derdi soy sop, Kazım'ın derdi ise para" dedi.
Taşların sahte olduğunu öğrenen Gülgün ise soluğu yalıda aldı. Ondan rahatsız olan Betül de "Ya onu gönderirsin ya da ben testin gerçek sonucunu babana söylerim" dedi. Bunu göze alamayan Orhan da Gülgün'e bir daha yalıya gelmemesi gerektiğini söyledi.
Akşam yalıya gelip Suna'ya ipotek konusunda hesap soran Abidin, öfkeyle "İnsan kardeşinin kocasını neden öper?" deyince Suna çekip gitti.
Aynı anlarda dedesine giden Ferit, olanı biteni anlatırken; Halis Korhan bir kez daha ona kızdı ve "Sen artık bu işe karışmayacaksın" dedi. Üzülen Ferit ise adamlarından kayıp olan güvenlik müdürü Naci'yi bulduklarında ilk kendisine haber verilmesini istedi.
Ferit'in yanına gidip ondan özür dileyen Seyran ise birlikte hayal kurmak istedi. İki çocuk istediğini "Ben efsane bir baba olurum. Çocuklarım bizim yaşadıklarımızı yaşamayacak" derken; Seyran da gözyaşlarına boğuldu.
Akşam adamlardan gelen mesajla Naci'nin yerini öğrenen Ferit oraya Abidin'le birlikte gitti. Naci'nin mahallesinde pusuya düşen Ferit ve Abidin'i Seyran kurtardı.
Sabah üçü yalının kapısından girdiğinde Halis Korhan ve diğerlerini beklerken gördü. Daha da sinirlenen Halis Ağa önce Ferit'e sonra Abidin'e "Gitmeyeceksiniz öyle yerlere. Bu ailede aklı çalışan bir tek kişi yok mu? Kime güveneceğim ben?" diye kızdı.
O sırada Kazım, Sadık'tan aldığı mesaj sonrası Büyük Hanım ile konuşmaya gitti. Abidin'e babasını tesbihini yollayan Çiçek ise onunla konuşmasını Kazım'ın duymasını sağladı.
Çiçek, Abidin'e "Her şeyimi, tüm varlığımı sana vermek istiyorum. Korhanlar yaptıklarının bedelini ödeyecek. Şimdi seçim vakti... Beni seçersen Ferit başarısız olacak, Ferit'i seçersen tüm sorunları o çözecek ama yine o başarılı olacak. Annen mi yoksa içinde eğreti durduğun o aile mi? Seçimini yap Abidin" derken; Abidin de elindeki tesbihi attı ve "Ben anladım seni. Oyununda beni kullanmak istiyorsun ama ben bu oyunda yokum" deyip gitti.
Seyran, tedavi için doktora giderken; Ferit de Naci'den aldığı telefonla onunla tek başına buluşmak üzere sözleşti. İyice bunalan Orhan da çocuğun kendisinden olmadığını Gülgün'e itiraf etti.
Seyran'a ulaşamayan Suna, Ferit'e durumu anlatmak için onu aradı. Ferit, Suna'ya "O adamla konuşmaya geldim. Ne söyleyeceksen sonra söyle olur mu? Abidin'i riske atamam. Ben batırdım ben temizleyeceğim. Sonucu ne olursa olsun, halledeceğim" dedi.
Eve dönen Seyran, Ferit'i arayıp ulaşamayınca "Sana ihtiyacım var" diye ağlarken; Ferit de Naci ile buluştu.
Ferit, Naci'ye "Taşları ver, paranı al. Arıza çıkmasın. Ben buraya gerekirse ölmeye geldim" derken; Naci de "Taş maş yok, unutacaksın" dedi.
Bunun üzerine Ferit, Naci'nin boğazına sarılırken; Naci'nin yanındaki adamlar da ona saldırdı.
Ferit'in zor durumda olduğundan habersiz olan ve kafası iyice karışan Abidin, annesi Çiçek'e "Neden beni Korhan ailesinden koparmaya çalışıyorsun?" dedi.
Çiçek ise "Ferit'in sağ kolu olmaktan öteye geçemeyeceksin. Hadi tut annenin elini... Yaptıkları her şeyi onların burnundan fitil fitil getirelim" dedi. Abidin de annesine elini uzattı.
Naci'nin adamlarından dayak yiyen Ferit Korhan, "Öldürün beni, eğer yapmazsanız hepinizi tek tek bulacağım" dedi.
Naci, silahını çekip son dileğini sorarken; ağabeyinin hayalini gören Ferit, "Abi geliyorum sonunda" dedi. Fuat, "Şimdi değil" derken Naci, Ferit'i vurdu.
Ferit'in vurulup yere düşmesi sonrası "Ferit ölecek mi?", "Yalı Çapkını Ferit ölüyor mu?" gibi sorular aranmaya başladı.
Ferit Korhan'ın vurulmasına sosyal medyadan yorum yağdı.
"Seyran sensiz yaşayamaz"
"Ah be Ferit"
"Ferit o kadar yalnız ki"
Ferit'e kimse yardım etmeyecek mi?"
"Seyran da Ferit de kendini tehlikeye attı"
